‘Dikkat’ ve ‘ilgi’ sosyal hareketlerin oksijenidir. Shiller'in de söylediği gibi; Bitcoin'in bir çıkış hikayesinin olması, Satoshi Nakamoto'nun kim olduğunun bilinmiyor olması, Bitcoin'in özgürleştirici olduğu düşünülen bir gücünün olması, dikkatleri ve ilgiyi Bitcoin'in üzerine çekiyor. Ancak Bitcoin'in bir ‘değer'inin olması, Blockchain teknolojisi ile anlamlanıyor.
Peki, bir teknoloji nasıl sosyal hareket haline gelebilir? Üstelik şu anda coin piyasalarında yaşanan 'altına hücum'dan bahsetmiyorum bile. Tamamen Blockchain'in uygulama alanlarından ve potansiyelinden bahsediyorum. Çünkü bu açıdan bakınca Blockchain bir tepkidir.
Blockchain, Facebook'a tepkidir. Google'a tepkidir. Bizim sağladığımız data üzerinden para kazanan, yatırımcılarına para kazandıran tüm şirketlere ve kurumlara tepkidir. Satoshi Nakamoto'nun tepkisi de benzer şekilde açgözlü finans şirketlerine karşı değil miydi? Nakamoto, Blockchain teknolojisi ile Bitcoin'i yarattı. Şimdi birçok girişimci de ICO'lar yardımıyla yeni uygulama alanları açıyorlar.
Bu ICO'lar sayesinde özellikle son 6 ayda çok ciddi bir dikkat ekonomisi nefes aldı. 1100 farklı coin şu an piyasalarda işlem görüyor. Bu girişimlerin belirgin bir yüzdesi harıl harıl kod yazıyorlar, söz verdikleri işleri bitirmeye çalışıyorlar.
Bu girişimlerin;
- 12 tanesi 1 milyar $ değerlemeyi geçti.
- 60 tanesi 100 milyon $ değerlemenin üzerinde.
600 tanesi, günlük 20.000$'lık hacmin altında işlem görüyorlar.
Günlük 1 milyon $'ın üzerinde işlem hacmi olan 95 farklı coin var.
- Son 7 günde %600 kazandıran coin var (üstelik gayet düzgün, güvenilir bir coin)
Yukarıdaki basit bilgiler ışığında bile, erken uyarlayıcıları çoktan aşmış ve ön kitle diyebileceğimiz insanlar arasında ciddi bir popülariteye ulaşmış olan piyasalardan bahsediyorum.
Dijital jetonlar (token kelimesini jeton olarak çeviriyorum) aynen hisse senedi ve bonolar gibi bir 'varlık sınıfı’ haline geldi. Bu varlık sınıfları Bitcoin ve Ethereum gibi protokollerin üzerine kurulu. Bu ‘jeton'ların bir sosyal hareket haline geldiğini tartışmanın zamanı geldi bence. Milyonlarca insan, modern ekonomi tarihinde ilk defa bu 'jeton'ların ve bu 'jeton'lar sayesinde gelen değerin peşinde koşuyor.
Bu yorumlar ışığında Zeynep Tüfekçi'nin analizine dönersek, inanılmaz büyük ve enerjik bir hareketten bahsediyoruz. 2009'da başlayan, 2013'de alevlenen, 2017'de ise dünyayı esir alan bir hareket. Bu noktada Robert Shiller'in söylediklerine katılmıyorum; hayır, Bitcoin bir balon değil bence.
Blockchain ve onunla birlikte gelen 'şişman protokol’ anlayışı (teknik olarak: verinin protokolün değerlenmesini sağlaması durumu) çok hızlı bir şekilde hayatın içinden uygulamalara dönüşüyor ve dönüşecek. Elbette bu dönüşüm esnasında bazı girişimler diğerlerinden ayrılacak ve serbest piyasanın değerlendirmesine bırakılacak.
Bu durumun alışılagelmiş borsa anlayışından farklı olması ve çok daha hızlı gelişiyor ve büyüyor olması, onun balon olduğu anlamına gelmiyor, bence.
Yakında kriptopara.io olarak bir meetup yapacağız İstanbul'da, sonra ayarlamaları yapıyorum, orada bu konuyu daha derinlemesine münazara ederiz diyerek, virgül koymak suretiyle bu konuyu kapatıyorum,